17 Ekim 2012 Çarşamba

Dedemin son arzusu


Dedemin son arzusu


 

   Bunları anlatırken birden Faik dedem aklıma geldi. Ramazanda öldüğünü anlatmıştım. Dedem o ramazan bir milletvekili ile görüşüp bir dostunun oğlunu işe aldırmak için, Ereğli’den bize Ankara’ya gelmişti.


Ben o zamanlar Ulus Ptt Başmüdürlüğünde meslek lisesi stajımı yapıyordum. Dedem ordan geçerken bana uğradı.


“Çok yoruldum. Bir çay getir içelim yavrum” dedi. Mide rahatsızlığı yüzünden oruç tutamıyordu. Benim kalbim küt küt atmaya başladı.



Çünkü çayı dökerek getirecektim. Ramazan dolayısıyla çay ocağı kapalıymış. Dedeme bunu söylediğimde “ Peki yavrum “ deyip ordan ayrılmıştı.


     Çay ocağının kapalı olmasına şimdi çok üzülüyorum.
Yarım bardak olsun çay verebilseydim keşke. Babam evde akşam ısrar etti bir kaç gün kal baba diye. Sabah gitmeye karar verdi ve dedi ki:


“Gideyim yavrum o kız (sonraki hanımından olan Meryem) camda beni bekler. Hem bayramda söz verdim ayakkabı alacağım diye.” Küçük Meryem'ine ayakkabı alamadan aniden kalp krizinden vefat etmiş.
 

Hatırlarsanız kitabın başlarında şu an yirmibeş yaşında olan Meryem halamın bize geldiğini anlatmıştım. Hatta balkondaki çay sohbetinden bahsetmiştim.


İşte o geldiğinde babam onu çekingen olduğu için zorla bir alışveriş merkezine götürdü. Tepeden tırnağa giysi ve en önemlisi ayakkabı aldı.


Dedemin son isteği yıllar sonra gerçekleşti hamdolsun. Meryem abicim seni çok seviyorum. Dedemin emanetisin bana.


Geç kaldım belki ama abicim bu kitabı okuyunca anlarsın yaşadıklarımı. Allah senin kaderini güzel yazsın.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder