17 Ekim 2012 Çarşamba

Ben delirdim mi?


Ben delirdim mi?


 

      Karşılıklı iki yatak vardı. Uyumuşuz. Gece üç veya dört civarı depresyonda bir adam getirmişler. Babamı yataktan kaldırıp adamı yatırmışlar. Bağırma seslerine uyandım. Babam yanımda sandalyede oturuyordu.


Babamın kalktığı yatağa kollarından iplerle adamı bağlamışlar. Sürekli bağırıyordu. “Ben deli değilim, kalk baba gidelim. Bizim burda ne işimiz var. Evimize gidelim.” diye bağırmışım.


Seslere nöbetçi doktor geldi. “Yeter sus be bağlayın şunu” dedi.

 

      Aynen karşı yataktaki iriyarı adam gibi beni de yatağa bağladılar. İçimden hep “Neden Allah’ım?” deyip ağlıyordum. Sanki pense ile etlerimi sıkıyorlardı. O anda bırakın bizi diye gerilmişim. Çat çat diye iki kolumu da bağladıkları kalın kumaştan ipler koptu. Bir an ben de afalladım. Çünkü güç vermemiştim.


Sadece o anki ruh halimle ağlıyordum. Ve karşı yataktaki benle aynı iplerle bağlı iriyarı adam bağırmayı kesti. Belki de ipleri kopartınca benden korkmuştur. :) Hastabakıcılar geldi, onlarda şaşırdılar.



Kendi aralarında konuşuyorlardı. “Bu ip kamyonu çeker.” demişlerdi. Daha sonra kollarımı ikişer iple bağladılar. Bir de sakinleştirici iğne yaptılar.

          Nöbetçi doktor gece babama demiş ki: ”Böyle devam ederse oğlunu Erenköy’e gönderirim.” Babam sabah klinik şefine Gazi’deki doktorun yazdığı mektubu vermiş.


“ Efendim gece doktor bey Erenköy’den bahsetti. Orası neresi bilmiyorum ama benim oğlum tekerlekli sandalyede.” demiş. 


Doktor “Merak etmeyin burada tedavi olacak inşallah.” deyip yatış işlemlerini yaptırmış.

 

     Babamla beraber 1999 yılının ocak ayında SSK dışkapı hastanesinde yirmi gün yattık. Annem ve kızkardeşim evde akşamları kimbilir neler hissettiler. O sıralarda erkek kardeşim Şırnak’ta görevliydi.


Anacığım her şehit haberinde ağlarmış. Bir de ben hastanedeyim. Zor günlerdi.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder