Hayatımda hiç düz yürümedim ki
Onbeş yaşında ilk görüşte bir kıza aşık
olmuştum. Hergece normal bir insan gibi dümdüz yürümenin ve dökmeden çay
taşımanın hayalini kuruyordum. Gülmeyin :)
Yani benim hayalim güzel bir araba falan değildi. Sevdiğim kızın benim gücüme güvenip koluma girip yürümesi, bir toplulukta gözgöze gelip bana hayranlıkla bakması tek hayalimdi o zamanlar.
Çocukluktan beri bu dengesizliği hissediyordum. Yürürken 5-6 adım normal attıktan sonra sağa veya sola yalpalar, tekrar 5-6 adım düz giderdim. Gözümü kapatırsam kesinlikle yürüyemez düşerdim. Ancak hızlıca koşunca biraz dengemi kurardım ama çabuk yorulurdum.
O zamanlar herkesi kendim gibi sanıyordum. Hep insanların yürüyüşüne dikkat ederdim. Farkına vardım ki, herkes sendelemeden düz yürüyordu. Hiç isyan etmedim. Her gece hayal kurdum. Böylece ümidimi canlı tutuyordum.
Yani benim hayalim güzel bir araba falan değildi. Sevdiğim kızın benim gücüme güvenip koluma girip yürümesi, bir toplulukta gözgöze gelip bana hayranlıkla bakması tek hayalimdi o zamanlar.
Çocukluktan beri bu dengesizliği hissediyordum. Yürürken 5-6 adım normal attıktan sonra sağa veya sola yalpalar, tekrar 5-6 adım düz giderdim. Gözümü kapatırsam kesinlikle yürüyemez düşerdim. Ancak hızlıca koşunca biraz dengemi kurardım ama çabuk yorulurdum.
O zamanlar herkesi kendim gibi sanıyordum. Hep insanların yürüyüşüne dikkat ederdim. Farkına vardım ki, herkes sendelemeden düz yürüyordu. Hiç isyan etmedim. Her gece hayal kurdum. Böylece ümidimi canlı tutuyordum.
Yazları okul kapanınca memlekete Ereğli’ye
dedemlere giderdik. Annemin köyüne gidince de Bekir dayımgilde kalırdık. Yaz
akşamları bazen köy kahvehanesine giderdik dayımın oğullarıyla.
Köyde sokak lambaları olmadığı için, geceleri zifiri karanlıktı. Ben iyice yalpalayarak yürürdüm. Kuzenlerim bana “Sarhoş musun, ne biçim yürüyon?” dediklerinde aldırmadan bağıra bağıra türkü söylemeye başlar, kuzenimin koluna girerdim.
Onlara asla darılmadım. Hasta olduğumu bilemezlerdi.
Köyde sokak lambaları olmadığı için, geceleri zifiri karanlıktı. Ben iyice yalpalayarak yürürdüm. Kuzenlerim bana “Sarhoş musun, ne biçim yürüyon?” dediklerinde aldırmadan bağıra bağıra türkü söylemeye başlar, kuzenimin koluna girerdim.
Onlara asla darılmadım. Hasta olduğumu bilemezlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder