Yıllardır aradığım
aşk aslında içimdeymiş
Onu ilk gördüğüm o an, hedefe kilitlenen
bombalar gibi gözlerimi ondan ayıramadım. O bana baktığı anda ise elektriği
gözlerimi çarptı ve başımı öne eğdim. O güzel gözler beni attı bu derin
sevdaya. Onunla türk filmlerindeki gibi bir bahaneyle konuştum ve tanıştık.
İlahi aşkın filizi gönlüme ekildi ve artık bundan sonra kiminle konuşsam hep
ondan bahsederdim. Her an onu düşünürdüm.
Onu görmek için hayaller kurarak yaz
tatilini beklerdim. Farklı şehirlerde olmamız bu aşkı daha da güçlendirdi. Aşk
özlemektir. Televizyonda bir türk aşk filmi izlesem ağlardım. Onu düşünürken
iki gün yemek yemesem açlık hissetmezdim. Hep arabesk aşk şarkıları dinlerdim.
Dünyayı toz pembe ve güzel görürdüm.
Onun sevdiği şeyleri ben de severdim. Aşk
fedakarlıktır. O seviyor diye kırk derece sıcak bir yaz günü üç km yürüyüp
kasabadan köye çikolata getirmiştim.
Hatta erimesin diye çok uğraşmıştım. Ve
kestirmeden tarlalardan hızlıca köye yürümüştüm. Sezen Aksu’nun şarkısında söylediği
gibi: “Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk”
Bazen düşünüyorum da galiba bizler aşkı
yaşayan son nesildik. Aşk özlemektir. Aşık
her an maşukunu düşünür, hayaller kurar. Cep telefonu, görüntülü msn çıktı, aşk
bitti. Oğlan heran kızı cep telefonundan arıyor. Akşamları görüntülü
konuşuyorlar. Gündüz buluşuyorlar.
Acaba gerçek aşkı yaşayanlar var mıdır hala?
Ama eminim vardır. “Ey gönüllerinde aşk derdi olmayanlar, kalkın ve aşık olun”
diyor Mevlana… Hangi mesaj bir mektubun sıcaklığını ve kokusunu verebilir?
Aşk kutsal bir duygudur. “Aşk şehidi” diye bir kavram vardır. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hadis-i şeriflerde buyurdu ki:
"Aşkını gizleyip, iffetini
muhafaza ederek ölen şehiddir." (Hakim, Hatib)
Onunla biz ikimiz de iffetimizi muhafaza ettik, fakat
aşkımızı gizlemedik.
"Aşkını gizleyip, iffetini
muhafaza ederek, sabredenin günahlarını, Allahü teâlâ affedip Cennetine
koyar." (İbni Asakir)
Demek ki, dinimizde iffeti muhafaza
etmek ve sevgisi sebebiyle günah işlememeye sabretmek, çok sevaptır. Çünkü
genel olarak sevgi insanı kör ettiği için, insanın kendisini günah işlemekten
alıkoyması zordur. Zor olan işleri başarmanın sevabı da büyük olur. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
"Ümmetimin üstün olan
kimseleri, aşk belasına maruz kalınca iffetini muhafaza edenlerdir." (Deylemi)
Aşk, şiddetli bir
muhabbettir
Geçen gün bir
engelliler sitesinde engelli bir
kardeşim, aşk hakkında bazı sorular sormuş ve okuyanlardan yorum yapmalarını
istemiş.
Ben de onun yazısına
cevaben aşağıdaki bu yazıyı kopyaladım:
Aşk konusunda Büyük
islam alimi Bediüzzaman Said Nursi diyor ki:
"Aşk, şiddetli bir
muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini
daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup, o şiddetli muhabbetin
fiyatına değmediği için, bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı
hakikîye inkılâp eder.’’
*** Risale-i Nur Mektubat'tan...
Yorumumun altına başka
bir engelli kardeşim ise şunu yazmış: “Ben hiç Türkçesini anlayamıyorum açık olsa
da bir de siz Türkçesini yazabilir misiniz?”
Ben de o kardeşimin
ricası üzerine şu açıklamayı yaptım. Yukarıdaki bu sözü anlayamayanlar illaki
vardır. O yüzden o açıklamayı buraya kopyalıyorum. Umarım başarılı bir açıklama
olmuştur:
AÇIKLAMA:
“Aşk tutkulu, aşırı
bir sevgidir. Fani mahbuplara yani ölümlü, aciz, yaşlanan kız/erkeklere ,
içimizdeki yaratılıştan verilen sonsuz sevme olan AŞK duygusunu
verdiğimiz zaman,
*** Ya o aşk ,
aşığı sürekli bir elemde bırakır. Çünkü içimizdeki sonsuz sevme kabiliyetini
güzelliği solacak fani bir kız/erkek’e veririz. Beklediğimiz karşılığı, sevgiyi
de bulamayınca acı çekeriz.
Adeta bu şuna
benzer: Adamın KATRİLYON dolarlık serveti vardır ama bunun farkında değildir.
Bütün servetini gider harabe bir gecekonduya yatırır. Halbuki bilse servetiyle
dünyadaki tüm evleri alabilir ...
*** Ya da o
kız/erkek’in o aşırı sevgimize değmediğini anladığımız zaman , hiç ölmeyecek,
Baki, sonsuz güzel bir cemali ararız. Ve sonunda o mecazi aşk, ilahi aşka
dönüşür. “
Ben de yıllar yılı
gönlümü o kızın hayaliyle avuttum. 22 yıl görmedim. Onunla bir yerde karşılaşan
biri dedi ki: Celal, bir görsen şimdi, yaşlanmış, çirkinleşmiş, kilo almış...
Ben kitabımda
anlattığım gibi ( http://celal1973kimdir.blogspot.com/ )
2002’deki hidayetimden sonra aslında hakiki aşkın, ilahi aşk olduğunu anladım.
O kız, beni ilahi aşka yükselten bir
vesile idi.
Şimdi O’na
namazlarımda iki dünyada da mutlu olması için çok dua ederim.
Meğerse, ben beşeri
aşk ile ilahi aşkın stajını yapmışım...
Harika, bende daha yeni biriyle tanistim ama internetten.. hic beklemedigim an ve zaman.. dunyanin ta obur ucunda ama onu ilk gordugumde kapildim.. (boyle kolay da sevmem) birseyler hissettim, ve onun soyledigi sozleri daha hic bir erkekten duymamistim. Cok ilgimi cekti, ve simdi cok guzel Rahmani ruyalar goruyorum onun hakkinda (onunla tanismadan once, bir veya iki sene once, benzer ruyalar gormustum.. bir erkegin sirtandaydim ve o beni beyaz/genis merdivenden yukariya tasiyordu, sonunda yukari vardik ve birbirimize sicak sicak baktik) gercekten cok guzeldi. Birseyler olacak gibi geliyor bana, sabrediyorum, bakalim.. insallah. Ben hic aski yasamadim ama kesinlikle ne oldugunu anlayabiliyorum, bu zamanda hala var, belki goremeyiz ama kesin var.
YanıtlaSil