17 Ekim 2012 Çarşamba

“Yüzün nurlandı”


“Yüzün nurlandı”


 

   Şu an namaza başlayalı dört yıl oldu. İşyerinde bir çok arkadaşım bana dedi ki: “Celal noluyor sana? Sen gün geçtikçe güzelleşiyorsun, alnın parlıyor.”


Hamdolsun ben bunu namazın yan tesirlerinden birisi olarak görüyorum. Hastalığın başlangıç devrelerinde ellerim falan spastik hastalar gibi kasılırdı. Şimdi ise bilgisayar kullanmaktan mıdır yoksa namazın yan tesiri midir bilemiyorum normalleşti hamdolsun.
 


 
    Çağımızın hastalığı stres… İnsanlar günlük hayatın getirdiği yüklerle çok büyük stresler yaşıyorlar. Namaza başladıktan sonra bendeki stres sıfırlandı.


Günde beş kez Rabbim beni huzuruna alıyor. O’na içimi dökerek duayla rahatlıyorum. Dünyanın fani ve her şeyin geçici olduğunun farkına yeniden varıyorum. Başıma gelen her şeyin Rabbimin izniyle geldiğini ve bir hikmeti olduğunu biliyorum.
 

 

      Stres yaşayan ve gerçek huzuru  yakalamak isteyen herkese namazı tadmalarını öneriyorum. Ah hele o sabah namazları yok mu? Herkes uyurken Rabbimle sohbet etmenin lezzetini hiçbir şeye değişmem.


Namazın ve özellikle sabah namazının önemini anlatan Cemil Tokpınar’ın yazdığı “Sabah namazına nasıl kalkılır?” kitabı benim gibi sizinde namaza aşkınızı artıracak. Alın, okuyun inşallah…

 
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder