17 Ekim 2012 Çarşamba

İngilizce öğrenmem boşa değilmiş

 

İngilizce öğrenmem boşa değilmiş


 

   SSK Hastanesi’nden çıktığımda verilen rapor ile babama: “Bu çocuk hiç bir iş yapamaz, bakmakla yükümlüsün.” demişlerdi. Babam bunu kabullenemedi. Çünkü üniversite bitirmiştim. İş ve işçi Bulma Kurumu’na başvurduk. Onlar bizi özürlülük raporu almak için bir devlet hastanesine gönderdiler.


Bu hastaneden %40 özürlüdür ve getir götür işlerde çalışabilir diye rapor verdiler. Çünkü mesleğimi dikkate almamışlardı. Ama biz İş ve İşçi Bulma Kurumu’na sadece devlet kuruluşlarında çalışır diye kaydettirdik.

 

     Birkaç hafta sonra babamın kolunda yürürken İş ve işçi Bulma Kurumu’nun önünden geçiyorduk. Babam bana: “İstersen gel, özel şirketlerde de çalışabilirim diye değiştirtelim.” dedi. İçeri girdik. Özel şirketlerde de çalışabiliriz diye kaydımızı değiştirtmek istediğimizi söyledik.


Yetkili bize dedi ki “Senin bir mesleğin var mı?” Bende “Elektronik teknikeriyim.” dedim. “Tamam” dedi. “Karel diye bir firma var, biz oraya 5-6 özürlü işçi gönderdik, bir kaç hafta içinde beğenmeyip çıkardılar. Bir de siz gider misiniz?” dediler.

 

       Verilen adres Çankaya’ydı. Biz ise Sincan’da oturuyorduk. 1989 yılında “Çocuklar büyüyor” diye gecekondudan Sincan’a apartman dairesine yine kiraya taşınmıştık.  Çankaya ile arada kırk km vardı. Neyse babamın kolunda otobüsle gittik Çankaya Karel'e...


Orada bir yetkili beni beğendi ve dedi ki “Burası genel müdürlük, Fabrika ve Arge Sincan'da... Yarın Sincan’daki fabrikaya gidin görüşün.”


 
   Değişik duygularla Sincan Karel'e gittik. Önce bir elektronik bilgisi testi, sonra hastalığım hakkında konuşmalar... Görüşme sonunda babam : “Benim oğlum Yükseliş Kolejinde okudu, ingilizcesi de iyidir” dedi. ”Öyle mi?” deyip beni patronla görüştürdüler.


O da bana teknik bir ingilizce kitaptan bir sayfa okutup, tercüme etmemi istedi. Ettim ve sonuçta beni beğendiler ki yarın sabah gel başla dediler. Araştırma-geliştirme (Ar-ge) bölümünde bir mühendis işten ayrılmış ve öyle sanıyorum ki benim o işi yapacağımı kanaat etmişler.


Ar-ge’de çalışmaya başladım. Allah onlardan razı olsun. Aslında iki yıllık üniversite bitirmeme rağmen bu işi öğrenip tecrübe kazanmam iki yıl sürdü.

PATRONUMUZ YAMAN TUNAOĞLU VE BEN BİR ÖĞLE TATİLİNDE FABRİKA BAHÇESİNDE... 

          Sonradan anladım ki Allah beni seviyordu. Benim kaderimi böyle yazmıştı. İngilizce öğrenmem boşa değildi. Dünyada Allah'ın yaptığı hiç bir iş malayani değildir.


Hem masabaşı güzel bir iş yapıyordum, hem de işyeri evime yedi km idi. Allah’a binlerce hamdolsun.



 

2 yorum:

  1. harikasın celal

    YanıtlaSil
  2. seni tebrik etmemek elde değil. allah sen ve senin gibi kardeşlerime daim yardım etsin

    YanıtlaSil