17 Ekim 2012 Çarşamba

Servis odasına alındım


Servis odasına alındım


 

    Bununla beraber vücudumun şişkinliğini parmaklarımdan anlıyorum. Sadece başparmağım bile bileğim kadar olmuştu. Hemşire hanım elimi yumruk yapıp açmamı söyledi ama gücüm yoktu.


Birkaç kez kapayıp açınca yoruluyordum. Bir ara ümitsizliğe düşer gibi oldum ama çabuk toparladım. Bir daha hiç bilgisayar kullanamam diyordum. Fakat işte şimdi kitap yazıyorum hamdolsun.
 

 

    Sürekli sırtüstü yatmaktan popomdaki yara oluşması arttı. Ve ben dayanamaz oldum. Cuma günü baş doktor pazartesi seni yoğun bakımdan servise çıkarabiliriz demişti.


Fakat o cumartesi hem nefesim daralmıştı hem de acıdan yatamaz hale gelmiştim. Nöbetçi doktorlara yalvarıyordum. Sonunda telefonla babamı çağırdılar ve beni sedye ile servis odasına çıkarttılar.


Oh nihayet yoğun bakımdan çıkmıştım. Makine gürültülerinden kurtulmuştum. Fakat yine de serumdan kurtulamadım. Servisteki tek kişilik odada babam beni sola çeviriyor ve sırtımla yatak koruması arasına yastık sıkıştırıyordu.


Böylece yan yatarak popomu biraz dinlendiriyordum. Babam ise koltukta oturarak uyuyordu.
 

 

    Artık servise ziyaretçiler rahat geliyordu. Bir ay sonra annem ve babamı saatlerce bir arada gördüm. Ama yine serviste de beş dakikada bir ağzım, dudağım kuruyordu ve babam ağzıma su döküyordu.


Babamı gece beş dakikada bir çağırdığımdan uyutmuyordum. Bir çok ziyaretçi geldi sağolsun. Özellikle Efkan Vural hocam beni sık sık ziyarete geldi ve her akşam Yasin okuyup dua ettiğini anlattı. Pek çok kişi dua etmiş.


Allah o duaların hürmetine bana şifa verdi. Allah dua eden ve ziyaret eden, edemeyen herkesten razı olsun.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder