Gerçek aşka
giden yolun başlangıcı
Konya'da o öğrenci yurdunda kalırken
sevdiğim o kızla mektuplaşırdım. Bilseniz ne güzeldir mektup yazmak, sonra
cevap beklemek. Kitabın sonlarına doğru bir mektup örneği olarak, bir şehit
kızının ölmüş babasına yazdığı mektubu paylaşacağım.
Bir gün o kızdan mektup aldım. Benden ayrılmak istediğini, kafası rahat bir şekilde okumak istediğini ve beni unutmayacağını belirtmişti. Bu mektubu okuya okuya ezberlemiştim. Adeta cümle ve kelimeleri tahlil ediyor ve kendimce bir anlam çıkartmaya çalışıyordum. Ahmet, Erkan ve Metin bana teselli veriyorlardı. Ama içimde kopan fırtınaları bilmiyorlardı.
Günlerce telefonlarıma çıkmadı. Ben büyük üzüntüyle sigara içmeye ve uykusuz gecelere başladım. Sanıyordum ki yürümemde ki (o zamanlar öyle sanıyordum) küçük dengesizlik benden ayrılmasına nedendi.
Bir gün o kızdan mektup aldım. Benden ayrılmak istediğini, kafası rahat bir şekilde okumak istediğini ve beni unutmayacağını belirtmişti. Bu mektubu okuya okuya ezberlemiştim. Adeta cümle ve kelimeleri tahlil ediyor ve kendimce bir anlam çıkartmaya çalışıyordum. Ahmet, Erkan ve Metin bana teselli veriyorlardı. Ama içimde kopan fırtınaları bilmiyorlardı.
Günlerce telefonlarıma çıkmadı. Ben büyük üzüntüyle sigara içmeye ve uykusuz gecelere başladım. Sanıyordum ki yürümemde ki (o zamanlar öyle sanıyordum) küçük dengesizlik benden ayrılmasına nedendi.
Bir defasında Konya'dan epeyce maceralı bir gece
yolculuğuyla onun yaşadığı şehre gitmiştim. O zamanlar o şehir bence dünyanın
en güzel şehriydi. Çünkü içinde O vardı.
Bir çay bahçesinde karşılıklı oturup çay içerken bile, içimde tarifsiz bir hasret vardı. Gözlerine bakamazdım. Bakışları beni büyülerdi. Gözlerim onun gözlerine değdiği an başımı öne eğer heyecandan bakamazdım.
Sanırım şu söz bu resmi neden paylaştığımı açıklıyor:
"Çok zordu Yusuf’u görmeyen gözün Züleyha’yı anlaması... Çok kolaydı Yusuf’u görmeyen gözün Züleyhâ’yı kınaması..."
Şimdi anladım ki içimdeki aşk, ilahi aşkmış. Ben beşeri aşk ile ilahi aşkın stajını yapmışım.
Bir çay bahçesinde karşılıklı oturup çay içerken bile, içimde tarifsiz bir hasret vardı. Gözlerine bakamazdım. Bakışları beni büyülerdi. Gözlerim onun gözlerine değdiği an başımı öne eğer heyecandan bakamazdım.
![]() |
Ona çok benzeyen BraveHeart [Cesur Yürek] filmindeki başrol oyuncusu Catherine McCormack |
Sanırım şu söz bu resmi neden paylaştığımı açıklıyor:
"Çok zordu Yusuf’u görmeyen gözün Züleyha’yı anlaması... Çok kolaydı Yusuf’u görmeyen gözün Züleyhâ’yı kınaması..."
Şimdi anladım ki içimdeki aşk, ilahi aşkmış. Ben beşeri aşk ile ilahi aşkın stajını yapmışım.
Yaşamayı seviyorum. Yaşanan sıkıntılar
beni hayata bağlıyor. O kızı bir daha görmedim. Kavuşmak Allah’ın izniyle
mahşere kaldı. Aldığım duyuma göre sözünü tutmuş yani okumuş. Öğretmen olmuş,
evlenmiş ve çocukları olmuş. Allah mesut etsin.
Bana ilahi aşka ulaşmamda vesile oldu. O’nu şu an sevgili olarak değil kardeşim gibi seviyorum. Kardeşlerim gibi onunda üzülmesine dayanamam. Her iki alemde mutluluğu için namazlarımda ona da dua ediyorum.
İyi ki beni bırakmış. Yoksa ilahi aşka nasıl ulaşırdım. Hani derler ya: Oğlan kızı istemiş. Babası vermemiş. Aşk başlamış. :) Ona hakkımı helal ettim.
Bana ilahi aşka ulaşmamda vesile oldu. O’nu şu an sevgili olarak değil kardeşim gibi seviyorum. Kardeşlerim gibi onunda üzülmesine dayanamam. Her iki alemde mutluluğu için namazlarımda ona da dua ediyorum.
İyi ki beni bırakmış. Yoksa ilahi aşka nasıl ulaşırdım. Hani derler ya: Oğlan kızı istemiş. Babası vermemiş. Aşk başlamış. :) Ona hakkımı helal ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder